Erken emeklilik ve finansal özgürlük hedefine ulaşmak için hepimizin öğrenmesi gereken konulardan birisinin de temel analiz olması gerektiğini düşünüyorum. Şahsen bu konuda gerekli eğitimimi henüz tamamlamış değilim. Aldığım eğitimlerden, okuduğum kitaplardan öğrendiklerimi burada tek bir yazıda toplamak istedim. Temel analiz sadece hisse seçimi için değil genel olarak yatırım için öğrenmemiz gereken bir olgudur..
Temel Analiz Nedir Nasıl Yapılır adlı yazıma güncel bir soruna değinerek başlamak istiyorum. Yazmaya başladığım tarih 14 Ekim 2023. Geçtiğimiz hafta başlayan ve halen devam eden İsrail-Hamas (ya da siz Filistin demek isterseniz öyle diyelim) arasındaki savaş global bir etki yaratıyor. Bu savaşın ülkemizde de oldukça etkisi oluyor.
Siyasi gündemimizi etkilediği kadar ekonomik gündemimizi de etkiliyor. Geçtiğimiz hafta BIST100 endeksi %4,15 düştü. Bu düşüşe birçok sebep sayılabilir ancak savaşın etkisi en büyük etkendi. Savaş sonrası yapılan açıklamaların bu düşüşe etkisi olmuştur.
Ülkemizden binlerce kilometre uzakta olan bir savaş borsamızı bu denli etkiliyorsa temel analize başlamamız gereken ilk noktanın Dünya Ekonomisi olduğunu düşünüyorum. Haydi hep birlikte temel analiz nedir, temel analiz nasıl yapılır sorusunun cevabına bakalım:
Dünya Ekonomisi ile Temel Analiz
Dünya ekonomisini kavrarken bakmamız gereken en önemli yerlerin gelişmiş ülkeler olduğunu düşünüyorum. Gelişmiş ülkelerin para birimi tüm dünyada bir ölçüt olarak kabul ediliyor.
Dünya ekonomisini takip edebileceğimiz birkaç veri sağlayıcı mevcut.
Buralardan sağlayacağınız ticaret verileri, istihdam verileri, üretim ve tüketim verileri, ülkelerin kalkınma durumları gibi veriler dünya ekonomisini anlamanızda katkı sağlar.
Tüm bunlara ek olarak Suriye’de görev yaptığım sıralarda okuduğum ancak uygulamadığım için içindeki bilgilerin şuan zihnimde olmadığı bir kitap var : Dünya Ekonomisi – Mahfi Eğilmez. (Mahfi Eğilmez’in tüm eserlerine şuradan ulaşabilirsiniz.)
Günlük yaşantımızda tüm bunlara izlediğimiz haberlerden veya sosyal medyadan az çok ulaşabiliyoruz. Ancak bir çalışan olarak dünya ekonomisinin her ayrıntısına hakim olamayacağımızı düşünüyorum. Yine de temel analize başlarken bu konularda fikirlerimizin olması gerekir. Örneğin İsrail ile olan ticaret hacmimiz şu habere göre 8,91 milyar dolar. Almanya ile olan ticaret hacmimiz ise şu habere göre 41,1 milyar dolar. En azından Almanya’nın böyle bir savaş durumunda olmasıyla İsrail’in böyle bir savaş durumunda olmasının ülke ekonomimize etkilerinin aynı düzeyde olmayacağını bilmemiz gerekir. Ayrıca bu ticaret hacmi içindeki ihracat ve ithalat oranları, sektörlerin oranlarına hakim olabilmek temel analizde bir adım öne geçirebilir.
Türkiye Ekonomisi ile Temel Analiz
Ülke ekonomimizde bazı makro veriler belirli periyotlarda yayınlanır. Bu verileri şu şekilde sıralamak mümkün :
- Gayrisafi Yurtiçi Hasılat (GSYH): Belirli bir dönem için ülkede üretilen mal ve hizmetlerin toplamı.
- Kişi Başına Düşen Milli Gelir
- İstihdam Verileri
- Enflasyon Verileri
- Ticaret Verileri
- Üretim Verileri
- Güven Endeksleri
Makroekonomide bunların her biri ayrı öneme sahip. Ancak benim burada biraz daha ayrıntılı bahsetmek istediğim şeyler var. Bu verileri taramaya başladığımda gerçekten çok ayrıntılı verilere ulaşmanın çok kolay olduğunu gördüm. TÜİK veri portalı ülkemizde gerçekleşen neredeyse her olayın verisini paylaşmakta. Ülkemizdeki sanayi üretim endeksine bir iki tık ile anında ulaşabiliyorsunuz :

Yukarıdaki görseli TÜİK’in Ağustos ayına yönelik hazırladığı sanayi üretim endeksi verilerinden aldım. Görsel üretimin yıllık olarak değişim oranını göstermekte. Sanayi üretimi ağustos ayında yıllık 3.1 artmış. Raporda alt grupların verilerine de ulaşabiliyorsunuz.
Yakın zamanda konut aldığım için konut fiyatlarına yönelik bir öngörü edilenebilir miyim diye TÜİK sitesinde gezinirken ‘İnşaat Maliyet Endeksi’ başlığını gördüm. Ağustos ayında yayınlanan rapora göre İnşaat Maliyet Endeksi’nin yıllık %66,46 aylık %4,62 artmış. Raporda ayrıca hangi kalemlerin geçmiş yıllara göre hangi oranlarda arttığını da bulabilirsiniz.
Ülke ekonomisine ait ayrıntılı verileri bulabileceğiniz bir diğer site ise Merkez Bankası’nın. Merkez Bankası’nın anasayfasından ulaşabileceğiniz ‘İstatistikler’ sayfası size ekonomiden etkilenen neredeyse her şeyin verisini verecektir. Ancak burada bahsetmek istediğim başka bir sistem var : EVDS
EVDS sisteminde istediğiniz verilerin istediğiniz zaman aralıklarındaki değişimlerine ulaşabiliyorsunuz. Hatta bu verilerin istediğiniz formatta çıktılarını alabiliyorsunuz. İster düz yazı olarak ister grafik olarak çıktı alabilirsiniz. Aşağıdaki grafiği EVDS sistemi üzerinden oluşturdum. Grafik Türkiye ve Ankara’daki konut fiyatlarının son 1 yıldaki değişimini TL/metrekare cinsinden gösteriyor.

Türkiye ve Dünya ekonomisi hakkında yazılarını çok beğendiğim, takip etmekten zevk aldığım bir blog var. Mahfi Eğilmez hocamızın blogu. Mahfi Eğilmez’in Kendime Yazılar isimli bloguna ulaşmak için buraya tıklayabilirsiniz. Temel analiz eğitimi devam etsin!
Sektör Analizi ile Temel Analiz Eğitimi
Zaman içinde bazı sektörler ön plana çıkarken ön plana çıkmış sektörler ise geri planda kalabilir. Bundan dolayı sektör analizi temel analizin üst başlıklarından birisidir. Sektör analizi yaparken sektörlerin geçmişini, bugününü ve geleceğini değerlendirmemiz gerekir.
Sektör analizi altında bazı sektörlerin verilerine nerelerden ulaşabileceğimize geçmeden önce Peter Lynch’in Borsa’da Tek Başına adlı kitabında bahsettiği sektör ayrımlarına değinmek istiyorum. Kitapta şirketler 6 ana kategoriye ayrılmış :
- Ağır tempoyla büyüyen şirketler
- Orta tempoyla büyüyen şirketler
- Hızlı büyüyen şirketler
- Döngüsel şirketler
- Mal varlığı açısından zengin şirketler
- Bir durgunluk döneminden sonra yeniden canlanan şirketler
Elbette bu sınıflama şirketler sınıflamasında kullanılacak yegane sınıflama değil. Hatta Peter Lynch kendi kitabında bunu kabul etmiş ve ‘şirketlerin sınıflanmasında birçok yöntem’ olduğunu belirtmiştir.
Peter Lynch’e göre ağır tempoyla büyüyen şirketler genelde devasa büyüklükte şirketlerdir. Genellikle GSYH’nın çok az üzerinde büyüme kaydederler. Temettü ödemeleri ise diğer şirketlere göre daha yüksek orandadır. Ülkemizdeki devasa şirketleri bu gruba alabiliriz. Ancak ülkemiz gelişmekte olan bir ülke olduğu için devasa şirketlerimizin bile potansiyellerinin yüksek olduğunu düşünüyorum.
Orta tempoyla büyüyen şirketler ağır tempoyla büyüyen şirketlere göre biraz daha yüksek hızda büyürler. Peter Lynch bu şirketlerin arasına Coca Cola, Bristol Meyers, Colgate Palmolive gibi şirketleri eklemiş. Bu şirketlere karşı olan tutumunu ise şöyle açıklamakta:
Orta tempolu şirketlere bakış açınız kısa vadeli olmalıdır, yeterince kazanç sağlar sağlamaz hisseleri satabilirsiniz.
Orta tempolu şirketlerin hisselerini ben genellikle yüzde otuz yüzde elli arası oranda kar sağlayınca elden çıkarırım.
Portföyümde her zaman orta tempolu şirket bulundurmaya çalışırım çünkü bu kuruluşların hisseleri ekonomik durgunluk ya da kriz dönemlerinde kolay kolay değer yitirmez.
Peter Lynch devasa fonları yöneten önemli birisiydi. Şahsen benim yatırım felsefem -en azından şimdilik- uzun vadeli yatırım olduğu için kısa vadeli düşünmeyi es geçiyorum.
Hızlı büyüyen şirketler Peter Lynch’in yatırım yapmayı en çok sevdiği şirketlermiş. Bu şirketler genellikle küçük ve atak şirketlerdir. Yıllık büyüme oranları diğer şirketlere oranla oldukça yüksektir. Bu şirketler zaman zaman yüzlerce kat büyüme gösterebilir.
Döngüsel şirketlerin satış ve karları belirli zaman aralıklarında düzenli olarak iner ve çıkar. Özellikle durgunluk zamanlarından sonra orta tempoyla büyüyen şirketlerin getirilerinden daha fazla getiri sağlamaları mümkün olabilir. Hisse fiyatı grafikleri sıra dağları andırabilir. Peter Lynch bu şirketlere yatırılan paraların doğru zamanlama olmadan yatırılması durumunda uzun süreler boyunca eski düzeyine gelmeyebileceğine işaret ediyor. Bu sektörleri şöyle sıralıyor:
- Çelik
- Otomobil sanayii
- Havayolu
- Lastik şirketleri
- Kimyevi maddeler satan şirketler
- Savunma sanayii
Yatırım yapmayı düşündüğümüz şirketlerin bu gruplara uyup uymadığını bilmek en azından yatırım zamanlamasını açısından bize katkı sağlayabilir.
Sektörlerinde tıpkı insanların ve şirketlerin olduğu gibi belirli dönemleri vardır. Bu dönemleri bu yazıyı yazarken aşırı derecede faydalandığım Uygulamalı Temel Analiz ve Değerleme kitabında Doç. Dr. Aysel Gündoğdu şu şekilde sıralamış:
- Oluşma Dönemi: Ürün ortaya çıkar
- Büyüme Dönemi: Ürün ya da şirket pazarda yer bulur. Satış ve karlılığı artar.
- Genişleme Dönemi: Sektördeki şirket sayısı ve rekabet artar.
- Olgunluk Dönemi: Şirketin kar dağıtım oranları artar. Kendi başına finansman yaratabilir.
- Gerileme Dönemi: Şirket veya sektör teknolojik gelişmelere ayak uyduramaz, yok olmaya başlar.
SWOT Analizi sektörlerin incelenmesin önemli bir yer tutar. SWOT analizinde sektörlerin ve şirketlerin güçlü yönleri, zayıf yönleri, fırsatları ve tehditleri araştırılır. SWOT analizine kuruluşların yaptığı şirket raporlarında sıklıkla rastlanır. Ayrıca halka arz olan şirketlerin halka arz izahnamesinde şirketin güçlü ve zayıf yönlerinin yanı sıra fırsatları ve riskleri yer alır.
Sektör analizi yaparken belirli sektörlerin verilerini paylaşan dernekler vardır. Ben genellikle Otomotiv Distribütörleri ve Mobilite Derneği (ODMD) ve Türkiye Beyaz Eşya Sanayicileri Derneği (TÜRKBESD) verilerini takip ediyorum. Eğer bir otomotiv şirketine yatırım yapıyorsam derneğin açıkladığı aylık rakamları inceliyorum. Satışlardaki aylık rakamlara, şirketin pazar ayına dikkat etmeye çalışıyorum. Böylece şirketin 3 aylık finansal raporlarında karşılaşabileceğim rakamları az çok tahmin etmeye çalışıyorum.
Hemen hemen her aracı kurum bu derneklerden aldıkları verileri geçmiş dönemlerle karşılaştırıp sektör raporu yayınlar. Bu raporlar verilerin derlenmiş hali olduğu için oldukça kıymetli. Aşağıdaki görseli Bizim Menkul Değerler’in en son yayınladığı Otomotiv Sektör raporundan aldım. Raporda çok daha fazlası mevcut.

Verilerden bahsetmişken özellikle dizel marjlarını çok sıkı takip eden bir twitter hesabından bahsetmek istiyorum. Dizel marjlarının yanında diğer sektörlerin verilerini de takip eden, paylaşan, yorumlayan FIRE – Finansal Özgür hesabı yatırım serüvenimde bana oldukça katkı sağlıyor. Benim gibi birçok kişininde aynı fikirde olduğunu düşünüyorum. Barış Yılmaz hesabından ise yatırımım olmasa da aracı kurumların verilerini izlemekteyim. Bu verileri araştırma imkanınız veya yetiniz yoksa bu hesapları takip edebilirsiniz. Temel analiz nedir sorunuzun cevabını ve temel analiz nasıl yapılır bunu görmek için okumaya devam edin.
İleriye Not:
Ek olarak ileride bahsedeceğim oran analizlerini şirketlerin bulunduğu sektöre göre değerlendirmek gerekir.
Şirket Analizi
Firmaların analizini yaparken şirketlerin yayınladığı finansal raporlardan yararlanırız. Elde edeceğimiz çıktıların hemen hemen tüm girdileri bu raporlardan gelir. Finansal raporlar 3 ayda bir yayınlanır. Şirketler genellikle finansal rapor ile birlikte faaliyet raporlarını da yayınlar.
Finansal Raporlar
Finansal raporlar, şirketlerin yayınlandıkları dönemde elde ettiği getirileri, vergileri, borçlarını yatırımcılarına duyurduğu raporlardır. Genel olarak bilanço tablosu, gelir tablosu, nakit akış tablosu, satışların maliyeti tablosu, özkaynak değişim tablosunu içerir. Finansal raporlar temel analiz için olmazsa olmazdır. Gelin finansal tablolarla temel analiz nasıl yapılır bakalım:
1- Bilanço
Bilanço, şirketin varlıklarını ve yükümlülüklerini içerir. 2 kısma ayrılır : Varlıklar (aktifler), Kaynaklar (pasifler). Şirketin aktifleri dönen ve duran varlıklardan oluşur. Bu kalemlerin alt kalemleri de mevcuttur. Pasifler ise kısa vadeli ve uzun vadeli yükümlülüklerden ve özkaynaklardan oluşur.
Varlıklar
Dönen varlıklar: İşletmenin likiditesi yüksek varlıklardır. Kasadaki para, bankalardaki vadeli, vadesiz hesapları içerir.
Duran varlıklar: Likit olmayan varlıkları içerir. İşletmenin taşınmaz varlıkları, araçları, aletler, şerefiye ve haklar bu kalemde incelenir.
Kaynaklar
Kısa Vadeli Yükümlülükler: 1 yıla kadar ödenmesi gereken mali ve ticari borçlar.
Uzun Vadeli Yükümlülükler: 1 yıldan daha uzun sürede ödenmesi gereken borçlar.
Özkaynaklar: Şirket kurucularının sermayelerini, işletme karını, geçmiş dönem karlarını, yedekleri içerir.
Burada kaynaklar bölümüne ayrı bir parantez açmak istiyorum. Şirketin elindeki tüm paralar kaynaklar içerisinde değerlendiriliyor. Buna borçlarda dahil. Borçların dahil olması biraz kafa karıştırıcı gelebilir. İleride yapacağımız oran hesaplamalarında buna dikkat etmemiz gerekecek.
Europen Endüstri İnşaat Sanayi A.Ş.’nin 2023 Haziran cari dönemine ait tabloları inceleyelim :

Tabloda gördüğümüz gibi dönen varlıklar içerisinde nakit ve nakit benzerleri, finansal yatırımlar, alacaklar, stoklar, peşin ödenmiş giderler, vergi varlıkları yer almakta. Duran varlıklar içerisinde yine ticari ve diğer alacaklar, gayrimenkuller, maddi ve maddi olmayan duran varlıklar, peşin ödenmiş giderler ve ertelenmiş vergi varlığı bulunmakta.

Kaynaklar kısmı 3 ana başlık altında incelenmiş. Kısa ve uzun vadeli yükümlülükler ile özkaynaklar. Özkaynaklar kısmında ödenmiş sermaye, elde edilen kardan ayrılmış yedekler, geçmiş dönem karlarından temettü olarak dağıtılmayan kısım ve net dönem karı bulunmakta. En altta toplam yükümlülükler ve özkaynaklar birlikte verilmiş. Bu değerden özkaynakları çıkardığımızda toplam yükümlülükleri elde edebiliriz.
2-Gelir Tablosu
Gelir tablosu içerisinde şirketin yaptığı satışlar, satışların maliyeti, faaliyet giderleri, dönem karı ve zararı yer alır. Aşağıdaki gelir tablosunda göreceğiniz gibi şirketin karının nerelerden geldiğini de bulabilirsiniz. Karlar esas faaliyetten mi kaynaklanıyor yoksa diğer kalemlerden mi? Önemli noktalardan birisi de bu. Şirketlerin esas yaptığı işten kar etmesini bekleriz.
Gelir tablosu içerisinde bahsetmemiz gereken önemli noktalardan birisi de FAVÖK.
FAVÖK: Faiz, amortisman, vergi öncesi kar.
Favök, bir şirketin operasyonel karlılığını daha iyi ölçmemizi sağlayan değerdir. Şirketin elde ettiği kar içerisinde vergi, faiz, amortisman henüz hesaplanmamıştır. Favök şu şekillerde hesaplanabilir:
FAVÖK = Brüt kar – Genel Yönetim Giderleri – Pazarlama Giderleri + Amortisman
FAVÖK = Net kar + Ödenecek vergi + Faiz giderleri + Amortisman
FAVÖK = Faaliyet karı + Amortisman
Aşağıdaki gelir tablosundan Europen için FAVÖK değerini hesaplayalım.
Brüt kar : 225.289.742
Genel yönetim giderleri : 53.165.154
Pazarlama giderleri : 46.999.386
Amortisman : Bu kalemi aşağıdaki gelir tablosunda göremiyoruz. Bu değerin finansal rapor içerisindeki nakit akışları tablosunda ‘Amortisman ve İtfa Giderleri ile ilgili düzeltmeler’ başlığı altında 13.679.927 olduğunu buldum.
FAVÖK = 225.289.742 – 53.165.154 – 46.999.386 + 13.679.927
FAVÖK = 138.805.129


Aşağıdaki tabloyu Doç. Dr. Aysel Gündoğdu‘nun Uygulamalı Temel Analiz ve Değerleme isimli kitabından aldım. Tablo, iyi bir bilançodan beklenenleri açıklamakta:
Dönen Varlıklar | KVYK kaleminden büyük olmalıdır. Böylelikle net işletme sermayesi pozitif olur. | KVYK | UVYK>KVYK olmalıdır. Kredi yükünün uzun vadede toplanması daha sağlıklıdır. |
UVYK | |||
Toplam YK | Max. %50 olması iyidir. Daha yüksekse yatırım var mı diye bakılmalıdır. | ||
Duran Varlıklar | Genellikle toplam varlıklardaki ağırlığı dönen varlıklardan daha fazla olmalıdır. | Özkaynaklar | Özkaynakların toplam kaynaklar içindeki ağırlığı ne kadar yüksekse o kadar iyi olur. |
Kar Yedekleri Dönem Karı | Özkaynaklar içindeki kar yedekleri ve dönem karının yüksek olması beklenir. |
3- Nakit Akış Tablosu
Kişisel hesaplarımız için nakit akış tablosu ne kadar önemliyse şirketler içinde o kadar önemlidir. Kendimden örnek vereyim. Ayın 15’inde gelen bir gelirim var ve ayın 30’una kadar ancak ne zaman olacağını bilmediğim başka bir gelirim daha var. Giderlerim arasında kredi kartı, ev kirası, faturalar, ev kredisi gibi kalemler mevcut.
Nakit akışımı düzenleyebilmek için ev kirasının ödeme zamanını, kredi kartımın ödeme zamanını, ev kredisinin ödeme zamanını ayarlayabilmem gerekir. Ayrıca gelirlerime göre bu giderlerimin miktarını ayarlayabilmem gerekir.
Aşağıda #CCOLA’nın 1Y23 (2023’ün 1. yarı yılı) finansal tablolarına ait nakit akış tablosunu görüyoruz:


Tablolarda gördüğümüz gibi şirketin nakit akış kalemlerinden hemen hepsinde bir artış söz konusu. İşletme faaliyetlerinden gelen nakit akışı yatırım faaliyetlerinden gelene göre biraz daha az artmış. Şirketin dönem sonu nakit miktarı geçtiğimiz senenin ilk yarı yılına göre yaklaşık %70 artmış.
4- Satışların Maliyeti Tablosu
Satışlarına maliyeti kalemini gelir tablosunda da görmüştük. Hasılattan satışlarına maliyetini çıkardığımızda brüt karı elde ederiz. Brüt kardan da diğer kalemleri çıkardığımızda net karı buluruz.
Satışların maliyeti şirketler için önemlidir. Brüt kara etki ettiğini üstteki paragraftan öğrendik. Satışların maliyeti ne kadar düşük olursa brüt kar o kadar yüksek olur ve bu durumda da şirketin net karı o kadar yüksek olur. Şirketler satışlarını arttırmaya çalışırken bir yandan da satışların maliyetini azaltmalıdır. Böylece net karı yüksek olabilsin.
Aşağıda #TOASO’nun 1Y23 finansal tablolarına ait hasılat ve satışlarına maliyeti tablosunu görmekteyiz. Bu tablolar not olarak paylaşılmış:


Raporun başına para birimlerinin aksi belirtilmedikçe bin türk lirası olarak yazıldığı belirtilmiş. Bu yüzden rakamları düşünürken sonlarına üç sıfır daha eklememiz gerekir.
Tabloya göre 2023’ün ilk yarı yılında hasılat 42.207.208 iken bu rakam 2022’nin ilk yarısında 26.049.505. Satışların maliyeti ise toplamda 2023’ün ilk yarısında 33.435.423 iken 2022’nin ilk yarısında 21.662.561. Hem satışların hem de satışların maliyetinin arttığını görüyoruz. Önceki yılın ilk yarısına göre 2023 ilk yarısında satışlar yaklaşık %62 artmışken satışların maliyeti yaklaşık %54 artmış.
Burada farklı farklı şirketlerden finansal tablo bölümlerini incelediğimiz için bu rakamların şimdilik bizim için pek bir önemi yok. Çünkü net kar kısmına gelirken kalemlerin ne kadar arttığına veya azaldığına tek tek bakmamız gerekir. Ancak şunu söyleyebiliriz :
Şirketin esas faaliyetlerinden kar yapmasını veya bu kalemi arttırmasını bekleriz.
5- Kar Dağıtım Tablosu
Şirketler yıl içinde elde ettiği karı özkaynaklarına ekleyerek özkaynaklarını arttırabilirler veya bu karı yatırımcılarına dağıtabilir. Her ikisini aynı anda yapmaları da mümkündür ki kar payı dağıtan çoğu şirket böyle yapar. Dağıtılan bu kar payına temettü denir.
Borsada işlem gören şirketlerin birçoğu kar payı dağıtmaz. Temettü konusuna ayrı bir pencereyi şuan açmayalım.
Borsamızda BIST Temettü ve BIST Temettü 25 endeksleri bulunmaktadır. Ayrıntılı bilgileri şuradan edinebilirsiniz.
6- Özkaynak Değişim Tablosu

Yukarıda #VESBE’nin 12/2022 finansal raporlarında yer alan özkaynak değişim tablosunu görmekteyiz. Şirketlerin özkaynaklarını her yıl arttırmalarını isteriz. Özkaynağı arttıran tek şey kardır ve şirketler kar elde etmek için kurulurlar. İleride bahsedeceğimiz özkaynak karlılığının yüksek olması önemlidir. Şuan borfin.com‘dan aldığım Yaşar Erdinç’in A’dan Z’ye Yatırımcılık adlı eğitiminde üzerinde en çok durduğu nokta özkaynak karlılığıdır.
Yukarıdaki tabloda ödenmiş sermaye kalemini açıklamak gerekir. Ödenmiş sermaye şirket ortaklarının taahhüt ettikleri sermaye içerisinde ödedikleri kısımdır. Hisse adediyle hissenin nominal değerinin çarpılmasıyla bulunur. Kısacası ödenmiş sermaye HİSSE SAYISINA EŞİTTİR. Bu hisse sayısı şirketin toplam hisse sayısını gösterir. Ödenmiş sermaye ile halka açıklık oranı çarpılırsa dolaşımdaki hisse sayısına ulaşılır.
Yukarıdaki tabloda ödenmiş sermayenin 190.000.000’den 1.600.000.000’e çıktığını görüyoruz. VESBE 2021 yılında bedelsiz sermaye artışı yaptığı için bu artışın olduğunu görüyoruz. Bu sermaye artışı şirketin iç kaynaklarından karşılanmış.
Bedelsiz Sermaye Arttırımı
Şirketler ödenmiş sermayelerini arttırmak için bedelli veya bedelsiz sermaye artışı yapabilirler. Yukarıda bahsedildiği gibi bedelsiz sermaye artışı yapıldığında -adı üzerinde- yatırımcılardan herhangi bir bedel alınmaz. Sermaye artışı sonunda şirketin hisse fiyatı artış oranında düşer. Örnek vermek gerekirse -kolay olsun- A şirketinin 1 lot hissesi 100 TL’den işlem görmekte. Şirket %100 bedelsiz sermaye arttırımı kararı aldı. Elinizde 100 lot hisse mevcut. Sermaye artışı sonucunda şirketin 1 lot hissesi 50 TL’den işlem görmeye başlar. Sizin 100 lot hisseniz 200 lot olur. Başlangıçta 10.000 TL tutarında hisseniz vardı. Sonuçta 10.000 TL tutarında hisseniz olur. Yani toplam tutarda bir değişiklik olmaz. Ancak şirketin toplam hissesi -varsayalım- 100.000 iken 200.000 olmuş olur.
Finansal Analiz Teknikleri
1) Dikey Analiz
Dikey analizde bilançodaki herhangi bir ana kalemin değeri 100 alındığında alt kalemler buna göre oranlanır. Sonuçta ana kalemin değeri 100 olarak bulunur. Herhangi bir alt kalemin ana kalem içerisinde ne kadar yer kapladığı bulunur.
2) Yatay Analiz
Şirketin her yıl açıkladığı finansal raporları yan yana koyarak kalemlerin değişme oranlarına bakıldığı analiz türüdür. Şu ana kadar gördüğüm analizler içerisinde ne çok kullanılan analiz türüdür. Aşağıda İş Yatırımın internet sitesinden aldığım #PGSUS’a ait bir yatay analiz tablosunu görebilirsiniz:


Henüz 3Ç23 bilançoları açıklanmadığı için buraya 6. ayda yayınlanan bilançoları koydum. Tabloda tüm kalemler bulunmuyor. Bu yüzden blogumdaki bu yazıdan bakarak tam bir analiz yapılamaz. Tablonun tamamına şuradan ulaşabilirsiniz.
Bu tabloya bakarak #PGSUS’un 2.çeyrek bilançolarına bakarak finansal rapordaki kalemlerin yıllık değişimlerine bakabiliriz. Örneğin şirketin 2Ç22’den 2Ç23’e dönen varlıklarının yüzde kaç değiştiğiniz [(son-ilk)/ilk] formülüne göre (38.791.939.181-18.719.523.080)/18.719.523.080=1.0722 bulabiliriz. Bunu 100 ile çarparsak % olarak hesaplamış oluruz = %107.22. Yatay analiz bu tabloların yan yana yazılmasıyla yapılır. Bu analizle yıllık hatta 5 veya 10 yıllık kalemlerin değişimlerine bakabiliriz.
3) Trend Analizi (Eğilim Yüzdeleri)
Yatay analizde kullandığımız yukarıdaki tabloya tekrar bakalım. Oradaki tabloyu 4.çeyrek finansal sonuçlarını kullanarak yapsaydık daha sağlıklı olacağını düşünüyorum. Neyse konumuz bu değil. Trend analizinde yukarıdaki yatay analizde kullandığımız tabloları tekrar kullanacağız. Trend analizi de bir nevi yatay analizdir ancak elbette farklılıkları mevcut.
Trend analizinde biz ”BAZ YIL” seçmemiz gerekir. Bu baz yıla 100 değerini vereceğiz ve diğer yılların değerlerini buna göre hesaplayacağız. Seçmemiz gereken bu baz yılın bazı özelliklerinin olması gerekir.
Baz yıl, olağan dışı hareketlerin olmadığı -örneğin kriz veya savaşların olmadığı-, olağan kabul edilebilecek bir yıl olmalıdır ki diğer yılların hesaplamalarında önemli sapmalar olmasın. Buna göre 2008 krizinin olduğu veya COVİD pandemisinin olduğu yılları baz yıl olarak kabul etmememiz gerekir.
Baz yılda olan değere 100 değerini veririz. Bu bizim için %100 olur. Diğer yıllardaki sayıları bu değere göre hesaplarız. Örneğin baz yıldaki net kar 200, bir sonraki yılda net kar 400 ise baz yıldaki değer %100 bir sonraki yılda değer %200 olur. Formül
Eğilim Yüzdesi = (İlgili yıldaki tutar / Baz yıldaki tutar)*100
Trend analizi için ne kadar çok döneme ait finansal rapor kullanırsak o kadar kaliteli sonuçlar elde ederiz. En az 5 yıllık sonuçların kullanılması önerilir. 10 yıllık sonuçlar 5 yıllık sonuçlara göre daha anlamlı çıktılar sağlar.
Aşağıdaki tabloyu Yaşar Erdinç’in A’dan Z’ye Yatırımcılık adlı eğitimini aldığım için borfin.com üzerinden 1 aylık ücretsiz erişim sağlayabildiğim fwmanaliz.com üzerinden aldım. Tabloda kısıtlı bilgiler yer alıyor. Bu yüzden yatırımlarınız için bilgi sağlamaz. Tablo #CCOLA’nın ilgili dönemlere ait trend analizini içermekte.

Tabloda görüldüğü üzere 2022/6 dönemine ait rakamlar verilmiş ve bu rakamlar 100 olarak alınmış. Devam eden yıllara ait değerler bu 100 değerine göre hesaplanmış. Örneğin şirketin dönen varlıkları 2023/6 döneminde 2022/6 dönemine göre %98,90 artmış.
4) Oran Analizi
Doç. Dr. Aysel Gündoğdu Uygulamalı Temel Analiz ve Değerleme adlı kitabında oran analizi için şirketlerin ‘kan tahlili’ tanımlamasını yapmış. Bir hekim olarak kan tahlillerinin bize ne verip ne vermediğini gelin anlatayım.
Bazı akut durumlarda kan tahlili isteriz ve oradaki bazı göstergeler bize önemli sonuçlar verebilir. Ancak bu sonuçlar akut durum geçtikten sonra da bir süre devam edebilir. Böyle durumları ayırt etmek için kan tetkik sonuçlarına baktığımız kadar bir de hastanın kendisine bakarız.
Oran analizinde bulduğumuz rakamlarda biraz böyledir. Var olan rakamlar bize gideceğimiz yolda birçok gösterge sunabilir, tabela görevi görebilir ancak hiçbir zaman şirketin tüm finansal sağlığı üzerinde söz söyleyemez.
Kanda baktığımı bazı değerler vardır ki bunlar kötü bir durumda artarlar ancak artmaları illa ki kötü bir durum olduğunu göstermez. Bazı değerlerde kötü durumlarda artar ancak önemli olan kötü durumda artması değil, kötü durum teşhis edildikten sonra süreç içerisinde artması ya da azalmasıdır.
Örneğin kandaki X değerinin 100 olduğu 2 kişi var. Bunlardan birisine yaptığımız görüntüleme tetkikleri sonucunda Y hastalığı tanısını koyduk. Diğerinde ise hastalık yok. 1 ay sonra kanda X değerine baktık. İki kişininde değeri 200 olmuş. Burada Y hastalığı olan kişinin durumunun kötüye gittiğini düşünebilir. Hastalık olmayan kişide ise X değerinin yüksek olması bir anlam ifade etmez.
Finansal oran analizi yaparken asla bir orana bakıp şirketin tüm finansal sağlığı hakkında yorum yapmamalıyız. Kar oranları düşen bir şirketin borçlarını ödeyemeyeceğini düşünebilirsiniz ancak şirketin likiditesi çok yüksekse borç ödemekte zorlanmaz.
Finansal oranlar kesinlikle şirketin içinde bulunduğu sektörün ortalamaları göz önüne alınarak yapılmalıdır. Ayrıca şirketin büyüklüğü, gelişme aşaması da göz önünde bulundurulmalıdır.
Finansal oranlar şirketlerin finansal sağlığının ne durumda olduğunu bize gösteren belirteçlerdir. Önemli olan bu belirteçlerin ne anlama geldiği ve nasıl yorumlanacağıdır. Finansal oranları alt başlıklara ayırarak inceleyelim:
a- Likidite Oranları
b- Mali Yapı Oranları
c- Faaliyet Oranları
d- Karlılık Oranları
e- Piyasa Performans Oranları
a) Likidite Oranları
Likidite, şirketin elindeki nakit varlıklar veya nakte döndürülmesi kolay olan varlıkları işaret eder. Peki bir şirketin neden nakte ihtiyacı olur? Benim veya sizin neden ihtiyacınız oluyorsa o nedenden: Borç ödemek.
Likidite oranları da şirketin kısa vadeli borçlarını ödeyebilme yeteneğini ölçen bazı göstergelerdir.
Şirketin borçlarını ödeme gücünün bir göstergesidir. Genel olarak 2 veya daha üstünde olması beklenir. Şirketin dönen varlıklarının kısa vadeli yükümlülüklerine bölünmesiyle bulunur. Yani şirketin dönen varlıklarının kısa vadeli yükümlülüklerinin iki katı olması beklenir.
Toplam Dönen Varlıklar / Toplam Kısa Vadeli Yabancı Kaynaklar
Asit-test oranı şirketin ödeme gücüne bakarken bunu en likit varlıkları dikkate alarak yapar. Kriz gibi olumsuz durumlarda şirketin ödeme gücünün borçlarını ödemeye yetip yetmeyeceğini değerlendirir. Stoklar ve diğer dönen varlıklar toplam dönen varlıklardan çıkarılır ve toplam kısa vadeli yükümlülüklere bölünür. Dönen varlıklar içerisinde hisse senedi, tahvil, alacaklar hesaplanmış olur. Asit-test oranının 1 olması ideal kabul edilir.
(Toplam Dönen Varlıklar - Stoklar - Diğer Dönen Varlıklar) / Toplam Kısa Vadeli Yabancı Kaynaklar
Nakit oranı şirketin elinde bulunan nakit ve eş değerlerinin şirketin kısa vadeli yükümlülüklerinin ne kadarına eşit olduğunu gösterir. 0.2 olması ideal kabul edilir. Bu değerin düşük olması şirketin ödeme gücünün düşük olduğunu, çok yüksek olması ise şirketin nakitlerinin boş yere bekletildiğini gösterebilir.
(Kasa + Bankalar ve Nakde Eşdeğer Varlıklar) / Toplam Kısa Vadeli Yabancı Kaynaklar
b) Mali Yapı Oranları
Mali yapı oranlarına değinmeden önce ‘şirket analizi’ başlığına dönelim ve bilanço analizine bakalım. Buradaki Varlıklar ve Kaynaklar kısımlarını tekrar inceleyelim.
Varlıklar (Aktifler) :
- Dönen varlıklar
- Duran varlıklar
Kaynaklar (Pasifler) :
- Kısa vadeli yükümlülükler
- Uzun vadeli yükümlülükler
- Özkaynaklar
Şirketlerin sadece özkaynakları ile hayatlarını devam ettirmesi oldukça zordur. Bu yüzden şirketler borçlanırlar. Borç miktarlarının ne kadar olacağına, ne kadar borcun fazla olduğuna nasıl karar vereceğiz? Burada mali yapı oranlarını kullanacağız ancak bu oranları şirkete özel incelemek bize çok katkı sağlamaz. Aynı zamanda sektördeki diğer şirketlere ve sektör ortalamalarına da bakmamız lazım.
Çok karlı bir şirketin borcunun fazla olması bu şirketi çok riskli yapmayabilir.
Şirketin yabancı kaynaklarının (toplam borçları veya toplam yükümlülükleri) toplam aktiflere bölünmesiyle bulunur.
Toplam Yükümlülükler / Toplam Aktifler (Toplam varlıklar)
Kaldıraç oranını değerlendirirken şirketin içinde bulunduğu sektörü göz önüne almak gerekir. Sermaye yoğun şirketlerin kaldıraç oranları yüksek olma eğilimindedir.
Şirketin toplam aktiflerinin içerisindeki özkaynaklarının payını gösterir.
Özkaynaklar / Toplam Aktifler
Kısa vadeli yükümlülükler / Toplam Kaynaklar (Toplam pasifler)
Uzun vadeli yükümlülükler / Toplam Kaynaklar (Toplam pasifler)
Şirketlerin var olma amacı kar üretmektir. Peki şirket ürettiği karı ne yapacak? Ya yeni yatırımlarda kullanacak ya da hissedarlarına dağıtacak. Burada otofinansman dediğimiz şey, elde edilen ve hissedarlara dağıtılmayan karı şirketin kendi finansmanı için kullanmasıdır. Bu oran ne kadar yüksekse o kadar iyidir.
(Kar yedekleri - Birikmiş zararlar) / Ödenmiş Sermaye
Duran varlıklarının tümünün özsermaye ile karşılanmadığı şirketlerde hesaplanması önemlidir. Duran varlıkların ne kadarının uzun vadeli borçlar ile finanse edildiğini gösterir.
Duran varlıklar / Devamlı Sermaye (Özkaynaklar + uzun vadeli yükümlülükler)
Şirketin maddi duran varlıklarının yüzde kaçının özkaynaklar ile finanse edildiğini gösterir. Bu oran 1 veya daha küçükse tüm maddi duran varlıklar özkaynaklar ile finanse ediliyordur. Peki maddi duran varlık nedir?
“Mal veya hizmet üretimi veya arzında kullanılmak, başkalarına kiraya verilmek veya idari amaçlar çerçevesinde kullanılmak üzere elde tutulan ve bir dönemden daha fazla kullanımı öngörülen fiziki kalemlerdir. “
Maddi duran varlıklar (net) / Özkaynaklar
c) Faaliyet Oranları
Faaliyet oranları işletmenin elinde bulunan varlıkları ne kadar verimli kullandığını gösterir. Yine diğer oranlarda olduğu gibi sektörel değerlendirme daha sağlıklı sonuç verecektir.
Stok devir hızı oranını 360’a bölerek bir şirketin stoklarını kaç günde erittiğini bulabiliriz. Size şuan A şirketinin stok devir günü 30 desem stoklarını 30 günde erittiğini anlamanız gerekir. Ancak bu iyi midir kötü müdür? Bunu tek bir veriye bakarak anlayamayız. Bu rakamı hem şirketin geçmiş yıllarıyla hem de sektördeki diğer şirketlerle kıyaslamamız gerekir.
Stok Devir Hızı Oranı : Satılan Ticari Malların Maliyeti (Satışların maliyeti) / Ticari Stoklar
Stok Devir Günü (Stokların Erime Süresi) : 360 / Stok Devir Hızı Oranı
Bu oran şirketin bir yıl içerisinde alacaklarını kaç günde tahsil edebildiğini gösterir.
Alacakların Devir Hızı Oranı : Kredili Net Satışlar / Ticari Alacaklar
Alacakların Devir Günü (Alacakların Tahsil Süresi) : 360 / Alacakların Devir Hızı Oranı
Stok devir günü hesaplamasında olduğu gibi burada da tekil bir değerin önemi yoktur. geçmiş dönem ve sektörel kıyaslamaya ihtiyaç vardır.
Bu oranı hesaplayabilmek için öncelikle ‘net işletme sermayesi’ni bulmamız gerekir.
Net İşletme Sermayesi : Dönen varlıklar - Kısa vadeli yükümlülükler
Net işletme devir gününü bulabilmek için öncelikle net işletme sermayesi devir hızı oranını bulmamız gerekir. 360’ı bu orana böldüğümüzde de net işletme devir gününü buluruz.
Net işletme sermayesi devir hızı oranı : Net satışlar / Ortalama net işletme sermayesi
Burada ‘ortalama’ kelimesine dikkat etmek gerekir. Genellikle bir yıl içerisindeki ortalamayı kasteder. Genellikle (yıl başlangıcı değeri + yıl sonu değeri) / 2 olarak hesaplanır. Bir çalışmamda özkaynak karlılığını hesaplarken 2022 yılı için 4Ç21 ve 4Ç22 değerlerinin ortalamasını almam gerekmişti. Doğru hesaplamanın böyle yapıldığını öğrenmiştim.
Net işletme sermayesi devir günü : 360 / Net işletme sermayesi devir hızı oranı
Bir işletmenin borçlarının ödeme gününün bulunması için öncelikle borçların devir hızı oranının bulunması gerekir. Borçların devir hızı oranı ilgili dönemde yaptığı satışların maliyetinin ortalama ticari borçlara bölünmesi ile bulunur.
Borçların devir hızı oranı : Satışların maliyeti / Ortalama ticari borçlar
Borçların ödeme günü (Borçların ödenme süresi) : 360 / Borç devir hızı oranı
Borçların ödeme günü bize şirketin borçlarını kaç günde ödeyebildiğini gösterir. Bu günü hesaplarken bir yıl olarak kabul edilen 360 günü kullandığımız için kullanılan diğer değerleri de yıllık almak gerekir.
Bu oran bize şirketin borçlarını kaç günde ödeyebildiğini gösterir. Diğer oranlar gibi bu oranı da şirketin geçmiş verilerini ve sektörel verileri kullanarak değerlendirmek gerekir. Aynı zamanda yatırım yapan ve bu yatırımlar nedeniyle borçları yüksek olan şirketlerin borç ödeme günleri yüksek olacaktır.
Yatırımları yüksek, özkaynak karlılığı yüksek olan ve aynı zamanda borç ödeme günü fazla olan bir şirketin borçlarını ödemekte sorun yaşayacağını söylemek doğru olmaz. Buradan da anlayacağımız üzere tek orana bakarak yorum yapmak hatalı olabilir.
Alacakların tahsil süresi + stokların erime süresi - borçların ödenme süresi
Dönen varlıkların ne kadarının net satışlardan oluştuğunu gösterir.
Yıllıklandırılmış Net satışlar / Ortalama dönen varlıklar
Şirketlerin duran varlıklarını ne kadar verimli kullandığını gösteren parametredir. Bu oran ne kadar yüksekse duran varlıklar o kadar etkin kullanılıyordur.
Yıllıklandırılmış Net satışlar / Ortalama duran varlıklar
Şirketin tüm aktiflerinin verimliliğini ölçer. Ne kadar yüksekse o kadar iyidir.
Yıllıklandırılmış Net satışlar / Ortalama toplam aktifler
Özkaynaklar Devir Hızı Oranı
Şirketin özkaynaklarının verimli kullanılıp kullanılmadığını gösterir. Ne kadar yüksekse verim o kadar yüksektir.
Yıllıklandırılmış Net satışlar / Ortalama özkaynaklar
d) Karlılık Oranları
Şirketin karları ve satışları arasındaki ilişkiye bakmak istediğimizde hangi tür kar kaleminin ilişkisini öğrenmek istiyorsak o kalemi net satışlara bölerek istediğimiz orana ulaşırız.
Faaliyet Kârı/Net Satışlar
Brüt Satış Kârı/Net Satışlar
Olağan Kâr/Net satışlar
Dönem Kârı/Net Satışlar
Yaşar Erdinç’in eğitimlerinde en fazla üstünde durduğu oranlardan bir tanesidir. Şirketin özkaynağının ne kadarının kara dönüştürdüğünü gösterir. Tek bir döneme bakarak karar vermek doğru değildir. Geçmiş yıllarla ve sektörle kıyaslamak daha doğru sonuç verecektir.
Burada önemli olan konulardan birisi de şirketin borcunun ne kadar olduğudur. Çünkü yüksek borcu olan şirketlerin yüksek kar elde etmesi beklenir. Böylece özkaynak karlılığı da çok yüksek çıkabilir. Bu durum göz önünde bulundurulmalıdır. Böyle durumlarda şirketin hem borcunun hem özkaynaklarının sektörle birlikte değerlendirilmesi gerekir.
Yıllıklandırılmış Net kar / Ortalama Özkaynaklar
(Dönem karı + Uzun vadeli yükümlülükler) / Toplam kaynaklar (toplam pasifler)
Şirketlerin yabancı kaynaklardan dolayı yükümlülük altına girdikleri faizleri ödeme gücünü gösterir. (Aşağıdaki formülde faiz giderleri yerine ‘finansman giderleri’ yazılabilir.)
(Vergi öncesi kar + faiz giderleri) / Faiz giderleri
Şirketin elinde bulunan varlıklarını kar üretme konusunda ne kadar verimli kullanıp kullanmadığını gösterir. Yine özkaynak karlılığında olduğu gibi şirketin borçlarının yüksek olması bu oranı etkileyebilir ve yine sektörel değerlendirme gerekir.
Yıllıklandırılmış net kar / Ortalama Aktifler (ortalama varlıklar)
e) Piyasa Performans Oranları
Burada bahsedeceğimiz iki önemli oran var. Birincisi Fiyat / Kazanç Oranı (Price-Earnings Ratio, P/E Ratio), ikincisi Piyasa Değeri / Defter Değeri oranı.
Bu oran yatırımcıların şirkete verdiği değeri gösterir. Bu oranı hesaplayabilmek için öncelikle hisse başına net karı hesaplamak gerekir.
Hisse başı kar = Yıllıklandırılmış net kar / Hisse senedi sayısı
Daha önce de bahsettiğim gibi hisse senedi sayısı ödenmiş sermayeye eşittir. Yıllıklandırılmış net karı ise şöyle hesaplayabilirsiniz : Örneğin 3Ç23 dönemindeyiz. Şirket 3Ç23’e kadar 10 milyon tl kar etmiş. Bu değere 4Ç22 net karını eklersek yıllıklandırılmış net karı elde ederiz. Yani hangi çeyrek eksikse o çeyreğe ait değeri bir önceki yıldan alıp eklememiz gerekir.
Fiyat Kazanç Oranı = Hisse senedi piyasa fiyatı / Hisse başına kar
Fiyat Kazanç Oranının yorumlanması hesaplanmasından daha önemlidir. Bu değer yorumlanırken şirket için geçerli olan eski değerlere ve sektörel değerlere bakılmalıdır. Geleceğinin parlak olduğunun düşünüldüğü sektörlerdeki şirketlerin F/K değerleri çok uçuk değerlere ulaşabilir. Günümüzde yenilenebilir enerji şirketleri için bu durum geçerlidir. Ancak bu durum şirketin pahalı fiyatlandığını göstermeyebilir.
Bu oran piyasanın şirketi defter değerinin kaç katına fiyatladığını gösterir. Defter değeri dediğimiz şey özkaynaklar veya özsermaye’dir. Şirketin piyasa değerini ise hisse senedi sayısı (ödenmiş sermaye) * hisse senedi fiyatı formülünü kullanarak bulabiliriz. Ya da özsermayeyi (özvarlık veya özkaynak) ödenmiş sermayeye bölerek şirketin hisse başına düşen defter değerini buluruz. Hisse senedi fiyatını da hisse başına düşen defter değerine bölerek PD/DD oranını hesaplayabiliriz.
SERMAYE (ÖDENMİŞ SERMAYE) (HİSSE SAYISI) X HİSSE FİYATI = PİYASA DEĞERİ
ÖZVARLIK = DEFTER DEĞERİ
PİYASA DEĞERİ / ÖZVARLIK = PD/DD
PD/DD = HİSSE FİYATI / (ÖZVARLIK / ÖDENMİŞ SERMAYE YA DA HİSSE SAYISI)
= HİSSE FİYATI / HİSSE BAŞINA DÜŞEN ÖZVARLIK (HİSSE BAŞI DEFTER DEĞERİ)
PD/DD oranı da şirketin geçmiş verilerine ve sektörel verilere göre değerlendirilmelidir. Şirketin geçmiş yıllar PD/DD ortalaması 5 iken şuan 25 ise düşünmemiz gereken bazı durumlar vardır. Sektöründe ortalaması aynı derecede yükselmiş midir? Şirket için gelecekte yüksek kar edeceğini düşündürecek göstergeler var mıdır? Borsada genel olarak yüksek bir fiyatlama mı söz konusudur?
Temel Analiz Nedir Nasıl Yapılır isimli yazımın burada sonuna geldim. Benim için zorlu ama öğretici bir yazı oldu. Temel analiz yazılarıma bu blogda devam etmeyi düşünüyorum. Beni @bulldocblog isimli twitter hesabımdan takip edebilirsiniz.
Yasal Uyarı:
Buradaki paylaşımlar yatırım tavsiyesi değildir, yalnızca bilgilendirme amaçlıdır. Yatırım kararları kişisel risk algınıza, finansal durumunuza ve araştırmanıza bağlıdır. Geçmiş performans geleceği garanti etmez. Karar vermeden önce yetkili bir uzmana danışın. Bu içeriklerin kullanımından doğabilecek sonuçlardan sorumluluk kabul edilmez.

Bull Doc, finansal özgürlük kavramını keşfettikten sonra ona ulaşmak için girişimlere başlayan bir cerrahtır. İsmi, boğa ve doktor kelimelerinin ingilizcesinden gelir. Boğa piyasalarına hükmetmeyi amaçlayan Bull Doc, finansal özgürlüğe ulaşmak için yatırım yapar. Bu blog, Bull Doc’un yatırım maceralarını anlatıyor.
4 Comments